85- GELENEK VE MODERNİTE ARASINDA İSLAM YORUMLARI
İçinde yaşadığımız dünyayı anlamlandırmak ve yenidünya düzenine karşı yeniden söz söyleyebilmek için öncelikle kadim geleneğin bir envanterini çıkarmamız gerekmektedir.
Müslüman tecrübenin ürettiği tarihi birikimi gözden geçirmek,temel meseleler ile tali olanların bir kaydını yapmak ve envanteri güncellemenin gerekliliği ortadadır.
Bu tür çalışmalar geniş ölçekli ve uzun soluklu çabalara ihtiyaçduyar. Böyle olmakla birlikte bu tartışmalı ilmîtoplantıda gelenek ile modernite arasında İslâm yorumları meselesi gündemealınacak, bir başlangıç mahiyetinde bu iki yaklaşımın sağladığı avantajlar ilegetirdiği problemler tartışılacaktır.
Modern dönemde din telakkisinin değişmesiyle ve özellikle sonbirkaç asırda dinin ve Tanrı’nın merkezin dışına itilmesiyle oluşmuş bir anlam kargaşasıylakarşı karşıyayız. Bu süreç tarihten güçlü bir şekilde taşınan geleneksel ilimve yöntemlere karşı şüpheci bir tavır takınmayı beraberinde getirmiştir. Bunun neticesiolarak temelde iki yaklaşımın ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. İlki “dini safhaline döndürmeyi ve Kur’an ve hadis kaynaklarına indirgemeyi” öneren biryaklaşımdır. Diğeri ise batıda gelişen çağdaş yorum teorilerini doğrudan dinimetinlere uygulamayı öneren modernist, eklektik/seçmeci, tarihselci vb.yaklaşımdır. Burada tartışılması gereken en önemli husus, son bir buçuk asırdıryoğun bir şekilde rağbet gören bu yaklaşımların İslâm ümmeti batı karşısındayenilgiye uğradıktan sonra ortaya çıkmış olmalarıdır. Bununla birliktevarlığını sürdüren katı gelenekselci yaklaşımın oluşturduğu sorunlar dagörmezlikten gelinemez.
Öncelikle karar verilmesi gereken hususlardan biri, verili ve beyan edilmiş “ilk anlam” ile “yorum” arasındaki ilişkinin netleştirilmesidir.Bir diğer husus ise teori ile pratik arasındaki dengedir. Yani dini metinler işlevsellik esas alınarak günümüzün ihtiyaçları için bir tüketim aracı gibi çözümler üreten veriler olarak mı görülmeli, yoksa teorik boyutu önceleyen metafizik temelleri bulunan bilimsel disiplinler çerçevesinde mi ele alınmalıdır? İslâm düşüncesi küllî perspektif sahibi klasik yöntemlerle, faydayı ve işlevselliği önceleyen çağdaş yöntemler arasında sıkışmış durumdadır.
İlahiyat eğitimi bağlamında da meseleye bakıldığında gerek müfredat gerekse dini algı bakımından pek çok sorunun olduğu gözlemlenmektedir.Mevcut müfredatın bir üst akla sahip olmadığı gibi bir ilimler tasnifi teorisi de bulunmamaktadır. Bu gibi sorunların aşılmasında ilahiyatlar, üzerlerine düşen görev ve sorumluluğun idrakinde olmalıdırlar.
NecmettinErbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve İslâmî İlimler Araştırma Vakfı(İSAV)müştereken 06 – 07 Mayıs 2016 tarihlerinde Konevî Kültür Merkezi'nde “Gelenekve Modernite Arasında İslâmî Yorumlar” konulu tartışmalı ilmî bir toplantıtertiplemiştir. “İslâm Yorumlarında Metodoloji/Usul Sorunları;Geleneksel ve Modernist İslâm Yorumları; Geleneksel ve Modernist/ YenilikçiYorumların Toplumsal Karşılığı; Bireyselleşme ve Popüler Kültürün ToplumsalKarşılığı; Gelenek ve Modernizm Arasında Din Dili ve Yorumları; Modern BirKurum Olarak İlahiyat Fakültelerinin İslâm Yorumlarındaki Rolü” ana başlıklarıaltında konu ele alınmış, her tebliğ ayrı ayrı müzakere edilmiş, toplantımetinleri bir araya getirilerek bu eserde neşredilmiştir.