Türkçe  |  English  |  العربية
19 Nisan 2024 Cuma / 10 Şevval 1445
Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi

01- İSLAM HUKUKUNA GÖRE ALIŞ-VERİŞTE VADE FARKI VE KAR HADDİ

_1457412122013_
1978'de "Yıllık" adı ile neşredilen ve makalelerden oluşan bu eser, 238 sahifeden ibarettir. Aynı eser, gözden geçirilerek ve bibliyografya ile indeks de ilave edilerek Mart-1978'de "İslâm Hukukuna Göre Alış-Verişte Vade Farkı ve Kâr Haddi" adı ile yeniden neşredilmiştir. 
Bilindiği gibi dinimizde alış-veriş helal, faiz haramdır. Peşin alış-veriş ile vadeli alış-veriş arasında bir fiyat farkı bulunmaktadır. Acaba bu vade farkı faiz midir? Alış-verişte kâr sınırlı mıdır? Veresiye satış caiz midir? Bir mal en fazla % kaç kârla satılabilir? Borcunu zamanında ödemeyenden vade farkı alınabilir mi? Taksitle satış caiz midir? gibi sorular bir çok Müslüman’ın zihnini hala meşgul etmektedir. 
Alış-verişte kâr haddinin ne olacağı, bilhassa esnafımızın zihnini meşgul etmektedir. Çünkü esnaf, hızlı enflasyon dolayısıyla bazen sattığı bir malı daha pahalı bir fiyatla satın almakta, raftaki iki aynı mal farklı fiyatla satılma durumuna gelmektedir. Bu durumda eski ile yeni fiyat arasında fahiş bir fark ortaya çıkmaktadır. 
Vakfımız bu mühim konuda araştırma yaptırmış ve bu çalışma taksitli satışlarda tahakkuk ettirilen vade farkı ile İslâm hukukuna göre alış-verişte kâr haddi konularında yapılmış iki araştırma ve bu araştırmalar üzerinde yapılan tartışmalar yer almıştır. Kitabın ikinci baskısının sonuna "Alım-Satımda Vade Farkı ve Kâr Haddi" konusu, soru-cevap şeklinde özetlenip eklenerek daha geniş kitlelerin konudan istifadesine çalışılmıştır.
Piyasada, malların peşin fiyatları ile vadeli fiyatları arasında görülen vade farkı, faiz gibi karşılanmaktadır. Çünkü peşin fiyatı 100 YTL. olan bir malı, iki ay vadeli 115 YTL.'ye satmakla bugün borç alınan 100 YTL.'ye karşılık iki ay sonra 115 YTL. vermek arasında, ilk bakışta önemli bir fark gözükmemektedir. Zaten faizi, normal bir alım-satım olarak görenlerin itirazları bu noktada toplanmaktadır. Kapitalist görüşe sahip iktisatçılar, bu itirazları yapanların başında yer almaktadır. Bu durum, İslâmî kültürün zayıflayıp Batı kültürünün yaygınlaştığı İslâm ülkelerinde, faizden kaçınmak isteyen Müslümanları bir hayli sıkıştırmaktadır. Bu gibi yerlerde, İslâm bankalarının yapmakta oldukları alım-satımlar da faiz olarak değerlendirilmektedir. İşte İslâmî İlimler Araştırma Vakfı bu önemli konuda Doç. Dr. Hayrettin Karaman'a araştırma yaptırmış ve düzenlediği bir toplantıda, seçkin ilim adamları, araştırma sonuçlarını tartışmışlardır. Sonuçta vadeli satışla faizin ayrı şeyler olduğu, şartlarına uygun olarak yapılan bir vadeli satıştaki vade farkının faiz olmadığı ortaya çıkmıştır. 
Kâr haddi konusu da bir çok kimseyi şüphelendirmektedir. Acaba alım-satımda dinimizin belirlediği bir kâr haddi var mıdır? Bir mal, alım fiyatının en çok yüzde kaçı fiyatla satılabilir? Enflasyona bağlı olarak mal fiyatları artırılabilir mi? Bu şüpheler, bir kısım Müslüman tüccarı, iflasa varacak sıkıntılara sokmakta, bazılarının da töhmet altına girmesine yol açmaktadır. Konu ile ilgili olarak Prof. Dr. Ali Şafak'a yaptırılan araştırmanın sonuçları bir ilmi toplantıda tartışılmış ve malın satış fiyatının, alış fiyatına göre değil, piyasa şartları dikkate alınarak tespit edileceği, İslâm'ın belirlediği bir kâr haddi bulunmadığı ortaya çıkmıştır.
Bu araştırma ve tartışmalar bir ihtiyacı karşıladığı için Vakıf tarafından neşredilmiş, ancak bu defa konuların özetlenmesine, şüphe ve tereddüt doğurabilecek kısımların açıklanmasına ve halkın kolayca yararlanabileceği bazı sonuçların çıkarılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu görev de İstanbul Müftülüğü Fetva Heyeti Başkanı Doç. Dr. Abdülaziz Bayındır'a verilmiş. O da soru ve cevap şeklinde konuları özetlemiştir. Kitap üç bölümdür.
▪ Günün Ayeti
Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. Hac Suresi, 5
▪ Günün Hadis-i Şerifi
Resulullah (sa): "Üç işi vardır, kıyamet gününde Allah onlara ne konuşur ne nazar eder ne de günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Öyleyse onlar büyük zarar ve hüsrana uğramışlardır. Kimdir bunlar?" dedim. Şöyle saydılar: "(Elbisesini kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle reklam eden kimseler." Müslim, İman 171, (106); Ebu Davud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizi, Büyu 5, (1211); Nesai, Büyu 5, (7, 245)
_12351820102021_
_12351820102021_
▪ Duyurular
▪ Bazı İSAV Yayınları
▪ Namaz vakitleri