Türkçe  |  English  |  العربية
14 Aralık 2024 Cumartesi / 12 Cemaziye'l-Ahir 1446
Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi

22- İSLAM'DA AİLE VE ÇOCUK TERBİYESİ - II

_158412122013_
     İlim ve teknolojiyi insan yapıp ve ürettiğine göre insanın iyi yetişmesi şarttır. İnsanın yetiştirilmesi ise, çocuk terbiyesinin iyi ve doğru yapılmasına bağlıdır. Bu ise aile ocağında gerçekleşir. İnsanın yetişmesinde eğitim ve öğretimin yanında terbiye sisteminin de önemi büyüktür. Çocuk terbiyesinde inanç sistemi ve ahlak kaideleri, aile ve çocukla ilgili mes’eleler, beşeri hayatımızı ilgilendiren en mühim hususlardan biridir. İnsanlarını iyi yetiştirmeyen, terbiye edemeyen cemiyetler başarılı olamamaktadır. En iyi insan yetiştirme yeri aile yuvasıdır. Terbiye konusu bugüne kadar batılı kaynaklara göre değerlendirilmiş, terbiyeye yönelik mes'eleler maalesef kendi değerlerimize göre incelenmemiştir. 
   Ülkemizin bugün içinde bulunduğu sosyal kriz ve anarşinin sebebini terbiye sistemimizin gayr-i milliliğin de aramak lazımdır. Bu düşünceden hareketle vakfımız, terbiye metodlarını araştırmayı planlamış ve konunun ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine inanarak Prof. Dr. İbrahim Canan nezaretinde iki yıl süren ciddi bir araştırma, inceleme yaptırmış, terbiye konusu 15-17 Ekim 1993 tarihleri arasında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, ISAV ve ŞURKAV işbirliği ile Şanlıurfa'da tertiplenen toplantıda altı tebliğ sunulmuş, otuz üniversite öğretim üyesi toplantıya iştirak etmiştir. Konu müzakere edilmiş, tenkit ve tavsiyeler değerlendirilmiş ve toplantı metinleri İslâm'da Aile Ve Çocuk Terbiyesi-I adı ile neşredilmiştir.
▪ Günün Ayeti
Ve çok çok analım seni. Tâ-Hâ Suresi, 34
▪ Günün Hadis-i Şerifi
Resulullah (sav)'a üstü başı yok, ayakları çıplak, sadece kaplan postu gibi çizgili bedevi peştamalı -veya abalarına- sarınmış, kılıçları boyunlarında asılı oldukları halde hepsi de Mudarlı olan bir grup geldi. Onların bu fakir ve sefil halini görmekten Resulullah (sav)'ın yüzü değişti. Odasına girdi, tekrar geri geldi. Hz. Bilal'e ezan okumasını söyledi. O da ezan okudu, sonra ikamet getirdi. Namaz kılındı. Aleyhissalatu vesselam namazdan sonra cemaate hitabetti ve: "Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratıp, ondan zevcesini halk eden ve ikisinden de pek çok erkek ve kadın var eden Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'ın ve akrabanın haklarına riayetsizlikten de sakının. Allah şüphesiz görüp gözetmektedir." (Nisa 1) ayetini okudu. Bundan sonra Haşir süresindeki şu ayeti okudu: "Ey insanlar, Allah'tan korkun. Herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır" (Haşr 18). Resulullah sözüne devamla: "Kişi dinarından, dirheminden, giyeceğinden, bir sa' buğdayından, bir sa' hurmasından tasaddukta bulunsun. Hiçbir şeyi olmayan, yarım hurma da olsa mutlaka bir bağışta bulunmaya gayret etsin" buyurdu. Derken Ensar'dan bir zat, nerdeyse taşıyamayacağı kadar ağır bir bohça ile geldi. Sonra halk sökün ediverdi (herkes bir şey getirmeye başladı). Öyle ki, az sonra biri yiyecek, diğeri giyecek maddesinden müteşekkil iki yığının meydana geldiğini gördüm. Resulullah (sav) memnun kalmıştı, yüzünün yaldızlanmış gibi parladığını gördüm. Şöyle buyurdular: "İslam'da kim bir hayırlı yol açarsa, ona bu hayrın ecri ile, kendisinden sonra o hayrı işleyenlerin ecrinin bir misli verilir. Bu, onların ecrinden hiçbir şey eksiltmez de. Kimde İslam'da kötü bir yol açarsa, ona bunun günahı ile, kendinden sonra onu işleyenlerin günahı da verilir. Bu da onların günahından hiçbir eksilmeye sebep olmaz." Müslim, Zekat 69, (1017); Nesai, Zekat 64, (5, 75-76)
_12351820102021_
_12351820102021_
▪ Duyurular
▪ Bazı İSAV Yayınları
▪ Namaz vakitleri