Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi
05- BİLGİ, BİLİM VE İSLAM-1
Kitapta yer alan tebliğlerin içeriği hakkında şunları söylemek mümkündür.
İsmet Özel'in Bilimin Dünyasından Bilginin Dünyasına başlığını taşıyan tebliğ, "Bilim" ve "Bilgi" kavramları arasında yapılan bir ayrıma dayanmaktadır. İsmet Özel ayrıca "İlim Dünyası" "Bilimin Dünyası" ve "Bilginin Dünyası" şeklinde bir tasnif yaparak "Bilim Dünyası"nın belirli vasıflara sahip sınırlı sayıdaki profesyonellerin dışındaki insanlara kapalı olduğunu ve bu gün insanların "Bilim Dünyası"nda değil, "Bilimin Dünyası"nda yaşadıklarını vurgulamaktadır. Özel'e göre "bilimin dünyası, XVII. yüzyıldan itibaren bilginin dünyasını yıkarak, önce Avrupa'dan başlamak üzere adım adım bütün dünyada onun yerine hakimiyet kurmuştur.
Daha sonra "bilgi" "Bilim" kavramlarını bilme eyleminde özne ve nesne alanında sergiledikleri özel tavırları açısından tahlil eden Özel tercihini "Bilgi" lehine ortaya koymakta ve yaşamakta olduğumuz "Bilimin Dünyası"nda "Bilginin Dünyası"na geçmenin mümkün olduğunu söylemektedir. Ona göre bu geçişin yolları ise ikidir: Din ve / veya Sanat.
Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre "İslâmiyet’te İlim" adlı tebliğinde İslâmiyet’te ilmin menşeinin Allah olduğu, İslâm Âleminde ilimlerin tekâmülü İslâm Dünyasında İlme karşı ilgisizleşmenin başlaması ve bunun sebepleri; İslâm Âleminde ilim ve teknolojiye karşı ilmin yeniden canlanması ve ilim ilişkisi konularını işlemektedir. Prof. Dr. Özemre İslâmiyet'te ilmin menşeinin Allah olduğunu, İslâm Âlemin'de ilimlerin tekamülünün kısa bir tarihçesini vermekte ve insanlığın bilim tarihi içindeki yerine işaret etmektedir. İlmi sahadaki bu tekâmülün XII. asırdan özellikle XIV. asrın ikinci yarısından itibaren -Pek azı birkaç parlamanın dışında- durması ve bunun sebepleri, ayrıca XIX. asrın başlarından itibaren İslâm dünyasında pozitif ilimlere karşı ilginin yeniden uyanması ve araştırma geliştirme faaliyetleri bakımından günümüzdeki durumunun istatistikî ve karşılaştırmalı bir değerlendirilmesinin yapılması, Prof. Özemre son olarak "İlim-İman İlişkisi" başlığı altında ilmin, geliştiği çevrenin Hıristiyan Batı dünyasıyla İslâm'ın farklı durumlarına dikkat çekmektedir.
Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın tebliği "İlim-İslâm Münasebeti" başlığını taşımakta olup, İslâm kültür ve medeniyetinin ayırıcı özelliğinin "Bilim Kavramı" olduğunu, İslâm Medeniyetinin bir illim medeniyeti olduğunu iddiasına dayanmaktadır. Prof. AYDIN bu iddiasını savunmak için Kur'ân, Hadis, Kelâm literatürüne ve özellikle İslâm tasavvufuna atıflarda bulunduktan sonra, Kur’ân'ın insanın ilmi anlayışında tarihte benzeri görülmeyen bir inkilâb vücuda getirdiği ve ilim zihniyetinin sadece İslâm fikir dünyasına değil, Yahudi ve Hıristiyan aleminde de yerleşmesine imkan hazırladığı tezini ileri sürmekte ve İslâm'ın ilim anlayışının; düzen fikri, tecrübe yaklaşım, bilginin sınırlılığı, bilimin otonomluluğu ve tarafsız (Objektif) araştırma gibi kriterlerin ekseni etrafında hem tarihi, hem de karşılaştırmalı metotları göre geniş bir şekilde tartışmaktadır.
Süleyman Karagülle'nin "Kur'ân-ı Kerim'in ilâhi kaynaklı olduğunun müsbet ilimlerle tesbiti" konulu tebliğinin hemen hemen ilave bir açıklamayı gerektirmeyecek bir sarahatle muhtevasını yansıtmaktadır. Karagülle geleceğin dünyasının dindar bir dünya olacağını, fakat bunun için İslâm ilim adamlarının iki tür çabasına ihtiyaç bulunduğunu, bunlardan birincisinin kelâm ilminin yeniden tedvin edilmesi olduğunu söylemektedir.
Karagülle, standart sayılardan ve ebcet hesabından hareketle genel olarak atom ve atom ağırlığı örneği ve özel olarak da demir örneği üzerinde Kur'ân-ı Kerim ile pozitif ilimlerin ulaştığı sonuçları mukayese etmekte ve şu hükme varmaktadır: "Modern İlimler, Kur'ân'ın ilahî söz olduğunu isbat etmektedir. Bundan başka Kur'ân, bütün ilimlerde ilerlemenin yolunu göstermektedir. Karagülle'nin tebliğindeki enteresan görüşlerden biri de kimya da Kur'ân-ı Kerim'den yararlanma imkanlarına bir örnek olmak üzere Mendelyef Cetveli veya Periyodik Cetvel'de elementler için, yine standart sayılar ve ebced hesabından hareketle yeni bir adlandırma yolu teklif etmesidir.
Bu halka açık toplantıda dinleyicilere konu aktarıldığı gibi toplantı metinleri de kitap haline getirilerek neşredilmiştir. İlk baskısı biten bu eser, gözden geçirilerek yeniden neşredilmiştir.
▪ Duyurular
▪ Faydalı Linkler
▪ Bazı İSAV Yayınları
▪ Namaz vakitleri